16 Mayıs 2024

Putin, NATO ile çok uzun bir savaşa hazırlanıyor

Rusya'da yeni hükümet kuruldu, 12 yıldır savunma bakanlığı yapan Şoygu'nun yerine ekonomist Belousov geldi

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve eski Savunma Bakanı Sergey Şoygu

Vladimir Putin iktidarının 25. yılında.

Geçtiğimiz günlerde Rusya hükümetinde ve kilit önemdeki kurumlarda yaptığı değişikliklerle daha uzun yıllar başta kalabileceği koşulları yaratmaya çalıştı.

Ve artık yalnızca Ukrayna'yla değil, fiilen NATO'yla savaşında devletinin çok uzun süre ayakta kalabilmesi için önlemler aldı. En başta da ülke ekonomisini tümüyle savunma-savaş realiteleri üzerinden şekillendirme adımlarını attı, ekonominin militarizasyonu girişimlerini hızlandırdı.

Savaş öncesi Rusya GSMH'sının yüzde 3'ü savunma giderlerine ayrılıyordu. Şu anda bu oran yüzde 6.7'ye yükselmiş durumda. Bu yılın sonuna doğru yüzde 8'i geçebileceği tahmin ediliyor.

Sayıları üst üste koyduğunuzda Rusya ekonomisi askerî odaklı gelişmesiyle dünya ekonomileri arasında ön sıralara doğru ilerliyor. Ama savunma sanayii üzerinden nereye kadar gidilebileceği konusunda kuşkular var.

Ayrıca IMF'nın yaşam kalitesi ile ilgili son araştırmasında Rusya'nın dünyadaki yeri giderek alt sıralara doğru kayarak ancak 68. sırada sabitlenebildi. Kişi başına yıllık gelir Rusya'da 2023 yılında 13 bin 648 dolar. (Son 10 yılda yüzde 16 azalma oldu.) ABD'de 81 bin 632 dolar, Türkiye'de ise 12 bin 849 dolar.

Savunma Bakanı Şoygu görevden alındı

17 Mart'ta yüzde 87'nin üzerinde oy alarak beşinci kez devlet başkanlığına seçilen ve yeni iktidar dönemine 7 Mayıs'ta başlayan Putin'in hükümette yaptığı en önemli değişiklik, Savunma Bakanı Sergey Şoygu'yu görevden alarak onun yerine önceki dönem Başbakan Birinci Yardımcısı olan Andrey Belousov'u getirmesiydi.

Rusya'da 1991'de Afet İşleri Bakanlığı'nı kurarak başına geçen, son 12 yıldır da Savunma Bakanı olarak görev yapan, ayrıca Putin'le birlikte tatillere ve avlara giden Şoygu son dönemde yıpranmıştı.

Sadece bakanlığın iyi yönetilememesi, savaşta hatalar yapılması açısından değil, orduda yolsuzlukların aşırı derecede artmasından dolayı. Geçen ay Savunma Bakanı Yardımcısı Timur İvanov devasa yolsuzluk iddialarıyla hapse atılmıştı.

Uzun yıllar Putin'e bağlı olarak çalışmış, son dönemde Wagner paralı ordusunu kurmuş ve Ukrayna'da savaşırken Şoygu ile ciddi çelişkiler yaşamış olan Yevgeniy Prigojin, geçtiğimiz yazın başlarında "Savunma Bakanlığı yönetimine karşı" isyan etmiş, ama birliklerini Moskova'ya yollayarak fiilen iktidara karşı bayrak açmıştı. İki ay sonra bindiği uçak düşüverdi.

Bu gelişme ve tartışmalar, Şoygu'ya çok zarar verdi. Asla birilerinin önerisi ve baskısıyla kimseyi görevden almama çizgisinden ilerleyen Putin, sanırım o sıralarda kafasında kesinleşen kararı geçtiğimiz günlerde uyguladı.

Savunma Bakanlığı'nın başına neden askerî yapılanmanın dışından birini, bir ekonomisti atadığı konusuna gelince. Belousov Batı karşıtlı, milliyetçi, dindar ve devletçi olmasıyla tanınıyor. Ayrıca 2008'den beri yanında çalıştığı Rus lidere bağlılığıyla ve liderin kızlarıyla kurduğu iyi ilişkilerle biliniyor. Yalnızca ordudaki yolsuzluğu dizginleme değil, aynı zamanda bütün ekonominin yıllarca sürebilecek bir savaşın ihtiyaçlarına göre geliştirilmesi gibi stratejik bir misyona talip.

Patruşev bilmecesi hâlâ cevap arıyor

Geçen haftaki yazımda Rusya'da 2 numara kim? diye sormuştum. Rusya Anayasası'na göre Putin'den sonra gelen yönetici, Başbakan Mihail Mişustin'di.

Savaş şartlarında ekonomiyi iyi idare eden ve siyasi demeçler vererek dikkat çekmekten sakınan Mişustin, Putin tarafından yeni dönemde de aynı göreve atandı. Bu durum, ciddi bir hata yapmazsa Başbakan'ın siyasi ağırlığının kendiliğinden artacağı anlamına geliyor.

Birkaç gün öncesine kadar iktidarın gerçek anlamda 2 numaralı ismi Nikolay Patruşev'di. Putin'in haber alma kurumu FSB'den yakın arkadaşı, bu kurumun 1999-2008 yıllarındaki şefi, son 16 yıldır da Rusya Güvenlik Konseyi'nin Sekreteri (yöneticisi) idi.

Genellikle yakınındaki kimseyi sert ve aşağılayıcı biçimde görevinden almayan, onları hep onore etmenin yolunu bulan Rusya lideri, Şoygu'yu Rusya Güvenlik Konseyi'nin başına atadı. Bu koltuktan kaldırılan Patruşev ise iki günlük gergin bekleyişten sonra Devlet Başkanı başdanışmanları arasına katıldı (Rusya'da "Başkan yardımcısı" tanımının bizdeki karşılığı "cumhurbaşkanı başdanışmanı").

Son değişiklikler sırasında görevini koruyan çok sayıda kişiden biri olan Devlet Başkanı Sözcüsü Dmitriy Peskov'un açıklaması son derece ilginçti: "Patruşev gemi yapım alanıyla ilgilenecek."

Nasıl yani? Birkaç gün öncesine kadar Rusya'nın her türlü siyasi tartışmasında ağzına bakılan, ülkeye gelen üst düzey Amerikalılarla görüşen, Çin'i ziyaret eden bir kişi, şimdi bu kadar küçük bir görevle yetinebilir mi? Acaba 72 yaşındaki Patruşev'in önemli sağlık sorunları mı var? Yoksa açıklanmayan başka şeyler mi gündemde?

Geçmiş hükümette Tarım Bakanı olan oğlu Dmitriy Patruşev'in yeni hükümette yükseltilerek Başbakan Yardımcılığı görevine getirilmesi Patruşevler'le ilgili bilmediğimiz denklemin bir parçası olabilir mi acaba?

Batı'yla savaşta "yüzyılın sonuna kadar…"

Rusya'daki son değişikliklere bir devrim, hatta sansasyon demek yersiz olur. Sonuçta lider aynı, Başbakan aynı, bakanların ezici çoğunluğu ve haber alma örgütü FSB, Kremlin İdari Müdürlüğü gibi birimlerin başında da aynı kişiler var.

Sadece Şoygu, Belousov, Patruşevler ve birkaç kişi daha yer değiştirdi. Bu arada dört bölge valisi ülke yönetimine alındı (bunlar arasında eski Tula Valisi Aleksey Dyumin de var, o da baba Patruşev gibi "Putin'in başdanışmanı" oldu ama onun için bunun bir yükseliş olduğunu net olarak söyleyebiliriz).

Bu arada Putin'in yeğeni Anna'nın Kemerova Valisi olan eşi Sergey Tsivilyov yeni hükümette Enerji Bakanı oldu. Rusya liderinin en yakın dostlarından, oligark Yuriy Kovalçuk'un oğlu Boris Kovalçuk ise Sayıştay'ın başına atandı.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un da koltuğunu koruduğunu ekleyelim. 20 yıldır bu görevde bulunan 74 yaşındaki Lavrov'un Batı ile yaşanan büyük gerginlikler sırasında görevden alınması herhalde Putin açısından bir risk anlamına gelirdi.

Uluslararası ve askerî alanlarda risklere daha kolay giren Rusya liderinin yakın çevresindeki isimler bakımından daha muhafazakâr davrandığını biliniyor.

Son olarak Rusya'daki ortamı yansıtması açısından başkanlık töreninin ardından Rus Ortodoks Kilisesi Patriği Kirill'in Putin'i kutlarken dile getirdiği temenniyi yazmak geldi içimden:

"Umarım bu yüzyılın sonuna kadar başımızda kalırsınız."

Putin Rus Ortodoks Kilisesi Patriği Kirill'le birlikte

Hakan Aksay kimdir?

Hakan Aksay, 1981'de 20 yaşında bir TKP üyesi olarak Sovyetler Birliği'ne gitti. Leningrad Devlet Üniversitesi Gazetecilik Fakültesi'ni bitirdi. Brejnev, Andropov, Çernenko ve Gorbaçov iktidarları döneminde 6 yıllık kıymetli bir SSCB deneyimi kazandı.

Doğu Almanya'da 1,5 yılı aşkın gazetecilik yaptıktan sonra TKP'den ayrılarak Türkiye'ye döndü. Bir yıl kadar sonra bağımsız bir gazeteci olarak Moskova'ya gitti ve 20 yıl boyunca (Yeltsin ve Putin dönemlerinde) çeşitli gazete ve TV'lerde muhabirlik ve köşe yazarlığı yaptı.

Bu dönemde Türk-Rus ilişkileriyle ilgili çok sayıda proje gerçekleştirdi. Moskova'da '3 Haziran Nâzım Hikmet'i Anma' etkinliklerini başlattı ve 10 yıl boyunca organize etti. Dergi ve internet yayınları yaptı. Rus-Türk Araştırmaları Merkezi'nin kurucu başkanı oldu.

2009'da döndüğü Türkiye'de 11 yılı T24'te olmak üzere çeşitli medya kurumlarında çalıştı; Tele1 ve Artı TV kanallarında programlar hazırlayıp sundu; Gazete Duvar'ın Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. Gazeteciliğin yanı sıra İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde Rusya-Ukrayna danışmanı olarak çalışıyor. Türkiye'nin önde gelen Rusya ve eski Sovyet coğrafyası uzmanlarından olan ve "Puşkin madalyası" bulunan Hakan Aksay'ın Türkçe ve Rusça dört kitabı yayımlandı.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Hayat ve ölüm üzerine biraz karamsar bir yazı

Almodovar’ın ölümü kabullenmek konusunu işleyen Yandaki Oda filmi ve T24'ün bir haberi

Erdoğan’a saygıda kusur etmeyen ünlü Rus rejisör Pamuk’a ateş püskürdü

Bazı kültür insanları yazdığı, yönettiği, rol aldığı eserlerde eşsiz kahramanlık öykülerini yansıtsa da gerçek hayatta bunların çok uzağına düşebiliyor

Erdoğan, İmamoğlu, Yavaş, Commodus, Maksimus…

Mertlik Türk olmanın genetik bir sonucu değil. Ve tarihimiz sayısız entrika, tuzak ve kalleşlikle dolu

"
"